Bu tespitten hareketle, kentsel ölçekte 3 strateji öneriyoruz:
BİRİNCİ STRATEJİ:
Kentsel makroformun yakın gelecekteki morfolojisi Kızılırmak Koridoru’nu sararken, kentin çekirdeği niteliğindeki merkezi iş alanı (MİA) da nehrin iki yakasını bağlayacak nitelikte saçaklanacaktır. Saçaklanma bize Kızılırmak’ta oluşturacağımız yaşamın birinci girdisini verecektir. Özellikte üniversite ile yeni köprüyü birbirine bağlayan yeni bulvar hattı boyunca kuzey-güney ekseninde önemli bir ticari yaşam olacaktır. Bu yaşam, Kızılırmak’ın güneyinde yer alan yüksek hızlı tren (YHT) istasyonu, üniversite ve güney doğudan gelen ticari aksla bütünleşecek, koridorun rekreatif ticaret merkezinin ipuçlarını verecektir. Aynı şekilde, kuzeybatıda yer alacak büyük toplu konut alanları da güneydoğudaki konut bölgesi ile Kızılırmak üzerinden bütünleşecektir.
Dolayısıyla ilk stratejimiz mevcut ve gelecekte kenti kullanacak insanların, önemli aktivite dinamoları olan ticari koridorlarla Kızılırmak çevresine gelmelerini sağlamaktır.
İKİNCİ STRATEJİ:
Kentsel gelişmenin arazi kullanım örüntülerine daha yakından baktığımızda ise, mevcut kentsel lekenin doğu-batı ekseninde organize sanayi alanları ile büyüdüğünü görürüz. Önceliğimiz, Bu ekseni kullanan çalışan nüfusun hareket kabiliyetini artırmak, toplu taşımaya yönlendirmek ve Kızılırmak Koridoru ile ilişkilenmelerini sağlamak olmalıdır.
Bu amaçla, doğu-batı aksında işleyen ve saçaklanan ticari alanları da örgütleyen bir raylı toplu taşım hattı öneriyoruz. Bu hattın duraklarıyla dikeyde ilişkilenen Kızılırmak koridoru, bu alanın gündelik kullanım pratiklerine dahil olmasını sağlayacaktır. Bu bağlamda ikinci stratejimiz, doğu-batı ekseninde büyüyen mevcut kentsel strüktürü toplu taşıma ile birbirine entegre etmek, toplu taşımanın duraklarından güneye doğru inen yaya mekanlarıyla gündelik yaşamı Kızılırmak’la buluşturmaktır.
ÜÇÜNCÜ STRATEJİ:
Mevcut durumda kentin en önemli su elemanı, Mısmılırmak’tır. Çevresinde yapılan ıslah ve çevre düzenlemeleri ile halihazırda aktif kullanılan kent içi bir yeşil-mavi koridor olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu tespit önemlidir, çünkü Kızılırmak ile doğrudan ilişkilenme potansiyeli olan tek aktif yeşil alan burasıdır.
Bu bağlamda üçüncü stratejimiz, Mısmılırmak çevre düzenlemesini Kızılırmak ile ilişkilendirmek ve iki rekreatif bandın kesiştiği bölgeyi de 1. ETAP olarak uygulanacak Göletler Bölgesi olarak tasarlamaktır. Bu bize, mevcut kullanım pratikleri oturmuş Mısmılırmak çevresi rekreasyon alanının kemikleşmiş kullanıcısını kolayca Kızılırmak Koridoru’na indirme olanağı sağlar.
Based on that detection above, we propose 3 strategies in urban scale:
As the first strategy we offer to make current and future citizens of the city to come to Kızılırmak with the help of commercial corridors as crucial activity dynamos of city life.
As the second strategy we create a railway in east-west direction integrated with the commercial corridors proposed.
As the third and last strategy we propose to create a recreational focal area with the river water which will augment the attractiveness of the site to support proposed urban trend.
Projemizin ikinci ana ekseni, suyun mühendisliğidir.
Kızılırmak’ın debisini kontrol etmek, suyun kalitesini iyileştirmek, suyu iyileştirirken kullanılan yöntemleri birer peyzaj ögesine dönüştürmek ana hedef olmuştur. Bu amaçla, Kızılırmak’ın üst kotları olan doğu ucundan başlayarak proje alanı ortalarına dek giden bir su sistemi kurgulanmıştır.
Bilindiği gibi, 2004 yılı öncesine kadar doğal yatağında akmakta olan Kızılırmak Nehri, yoğun yağış durumlarında çevresindeki genişçe bir alanı etkisi altına almaktaydı. Kuzeydeki Galericiler ve Küçük Sanayi Sitesi’nde, güneydeki Üniversite Kampüs alanı yapılarına kadar bir çok yapı su baskınlarından etkilenmişti.
2004 yılında DSİ nin yaptığı sedde projesi ile Kızılırmak sabit bir kesit altına alındı ve ıslah edildi. Bu durum, hem Kızılırmak’ın özgür akışını engelledi, hem de yatak içinde çökeltiler oluşmasına neden oldu. Ayrıca sabit kesit dolayısıyla tekdüze bir AÇIK ALAN yarattı. Yaya ile suyun ilişkisi, “4 metre kotu” ve “su kotu” olarak sabitlendi. Su kıyısına inmek tehlikeli bir durum olarak tarif edildi.
Bu durumu aşmak için 2 strateji üzerine dayanan bir mühendislik çözümü öneriyoruz:

Suyun farklı debileri:
Göletler Sistemi’niin teknik olarak çözüldüğü Göletler Bölgesi’nde, suyun rejimine ayak uyduran ve kullanıcıların nehir suyuyla etkileşimini zenginleştiren farklı kotlarda yürüme alanları öneriyoruz. Her bir göletin farklı bir rekreatif odağa dönüştüğü, göletlerin doğal arıtma ve taşkın önleme işlevleriyle anlam kazandığı canlı bir yaşam kurguluyoruz.